Sabrın Ötesi Sebat

Dünya siyasetinde sağ ideolojilerin kuvveti yaşam koşullarını gün geçtikçe etkiliyor. Siyasette sağ ideolojilerin ön plana çıkarak ülkelerin yönetimlerinde doğrudan söz sahibi olmaları yaşanan sürecin güç haline gelmesinin etkenleri arasında sayılabilir. Bu ideolojiler elbette ki gerçekleşen demokratik seçim sonuçlarıyla belirleniyor. Yine de yaşanan ekonomik sorunlar seçen ve seçmeyen kitleleri bağlayıcı olup günün sonunda onların cebini yakıyor. Radikalleşen ekonomik ve siyasi hamleler çoğu ülkede artan enflasyon oranları geçim sıkıntısını daha da güç hale getiren etkenler arasındadır.

Ülkemizde de yaşadığımız seçim sürecinin öncesinden başlayıp halen devam etmekte olan ekonomik bir sorun mevcut. İktidarın yapılan seçimden açık ara galip çıkması, ekonomik hamleleri daha sert ve cesur şekilde yapmasını sağladı. Bu durumda halkın geçim sıkıntısının artmasına sebep oldu. Halbuki seçim öncesinde birleşen muhalefet blokları, bu ekonomik buhran için çözüm vaatleri vererek yıllardır iktidarı elinde tutan yönetimi devireceklerini ve kazanacaklarını vaad ediyorlardı. Muhalefet ve onları destekleyen kitleler için sabrın sonu selamet olacaktı. Yıllardır sabredilen bir seçim galibiyeti ve ülkeyi yönetme arzusu gerçekleşecekti. Fakat işin sonu hüsranla noktalandı. Sabır çözüm için yetmemişti.

Eksik olan şey sebattı. Sebat, sözünden veya kararından dönmemek, bir işi sonuna kadar götürmek ve direnmek şeklinde tanımlanır. Başka bir kaynakta ise “bir işe istek ve arzu duyma, yaşanan tüm cefakarlığa katlanmak” şeklinde tanımlanır. Sabır ve sebat ilişkisi ise sabrın istek ve arzuyu koruyup yaşanan zorluklara katlanmak olduğu, sebatın ise bu süreçte azimle çalışmak ve başarıya ulaşmak olduğu şeklindedir. Bir işi yapmak için beklemek ve sabretmek yeterli değildir. Bu iş için gerekli şartları sağlayıp buna bağlı olarak çaba sarf etmek, sebatın gerçekleşmesini sağlar.

Yaşanılan seçim örneğinde, muhalefet bloklarının kendi aralarındaki anlaşmazlıkları, talep ve isteklerin doğru analiz edilmemiş olması ve seçim güvenlik önlemlerinin alınmamış olması sebatın eksikliğindendir. Sadece sabrın sonu selamet demek, bir sonuca ulaşılamaması demektir. Herkes kendi penceresinden hırs ve azimle çalıştığını düşünmüş olabilir, ama sonuçla birlikte sebatın eksikliği ortaya çıkmıştır. İktidar tarafına baktığımızda ise, sabrın selametle şekilleneceğine olan inançları yılların getirdiği deneyim ve başarı ile anlaşılmaktadır. Sabır-sebat ilişkisi bir araya gelerek alışılmış bir zafer elde edilmiştir.

Fakat iktidarın almış olduğu zafer, bugün halkın ekonomik anlamda dara düşmesini ve sebatının zayıflamasına sebep olmaktadır. Yaşanan geçim sorunları ve giderek artan fiyatlar, sabrın ötesi sebatı olanaksız hale getiriyor. Yine de sabır ve sebat ilişkisini unutmadan muhalefetten ders çıkarıp ona göre hareket etmek gerekiyor. Sadece yaşanan siyaset ve ekonomi alanlarında değil, sebat hayatımızın her alanında mevcuttur. Gün içinde yaptığımız işlerde sabırla hareket eder, sebatla sonuca ulaşırız. Örneğin; sınava hazırlanan insanlar bunu belirli bir periyotta gerçekleştirirler. Öncelikle çalışma gününden başlayıp sınav tarihine kadar uzanan bir çalışma takvimi oluştururlar. Ardından o sabırlı çalışma günleri başlar. Bu günler içerisinde yaşanan sorun ve sıkıntılar sabır ile karşılanır. Günler geçtikçe yaşanan stres sabrın taşmasına sebebiyet vermeye yaklaşır, fakat kişi eğer sebat etmişse azimle çalışmaya devam eder ve işin sonunda başarıya ulaşır.

Yaşadığımız dünya ve değişen koşulları hatırlamıştık. Elbette ki hayatın bu günlerinde sebat etmek çok basit bir eylem olmayabilir. Çünkü günün her anında ayrı bir kötü haber duyuyor ve yaşıyoruz. Silsile şeklinde gelen olumsuzluklar bizi dayanması zor bir ortamın içine sürüklüyor. Hak edilenin alınamadığı, adaletin kenardan köşeden işletildiği, mutluluğun hor görülüp anlaşılmadığı bir ortamda yaşıyoruz. İnancımızı belki de yaşanan son seçimin ardından bir kenara bıraktık. Sabrederek geçirdiğimiz günleri unuttuk. Fakat yaşam yine bizim yaşamımız, hayat bizim hayatımız. Sebat örnekleri arasında Cumartesi Anneleri örneğine denk gelmiştim. Her Cumartesi günü kaybettiklerini bulma umuduyla katlandıkları çile tam bir sebat örneği. Sabırla işlenmiş bir sebat. Belki kendileri de biliyorlar somut bir şey elde edemeyeceklerini ama sebatları o kadar güçlü ki geri adım atmıyorlar. Başarmış oldukları ise inat ve azimleri. Biz de belki bir şey elde edemeyeceğiz bu hayatta, belki de daha kötü günler yaşayıp göreceğiz. Ama sabrın tek başına yeterli olmadığını anlayıp sebat etmeye başlayabiliriz. Bizim de somut bir başarımız olmayabilir ama umut ve inat kazancımız olur…

Yorum bırakın