YAPAY DİLEKLER

Yeni bir günün başlangıcı ile 2023 yılını geride bıraktık. Kaybolmuş bir kentin içinde hayata tutunmaya çalışan insanlar yeni bir yılın getireceği umudu kutlamaya çalıştı. Konteyner kentlerde kalan insanların özgürce kutlayamadığı bir gün yaşandı. Alışmış oldukları hayatları geride bırakan insanlar yeni yılın umut getireceğine inanarak yaşadı bugünü.

Gerçekten öyle oldu mu peki?

Bir önceki yılbaşı da kendi evlerinin çatısı altında olan insanlar artık evlerin de değillerdi. Konteynerde, çadırda ya da başlarını soktuklarına şükrettikleri bir yerdeydiler. Alışılmış yeni yıl kutlamalarının aksine karanlık ve yasın hakimiyeti vardı şehrin üzerinde. Sürekli bahsettiğimiz insanların duygularını ve yaşama isteklerini bir kenara bırakmışlığına canlı tanıklık ettik. Elbette bunun yanında patlayan havai fişekler ve eğlenmeye çalışan insanlarda vardı, şehrin hala ayakta kalan mekanlarında. O insanlarda kendi acılılarına yaşama tutunma umutlarını bu kutlama ritüeli ile yerine getirmek istediler. Ama işin en sonunda herkes kafasını yastığa koyduğunda yine ortak bir noktada birleşiyor. Acaba deprem olur mu ? Bu şehrin insanın içine yapışan onu kemiren bir yaratık gibi gitmiyor akıllardan bu soru. Ne yaparsa yapsın ister eğlensin ister ağlasın herkes bir yerde aynı soru ile birleşip bu duygu ile yaşıyor.


Yeni bir güne uyandığımız bu sabahta da aynı düşünceler ve aynı sorular hakim. Gittikçe daha fazla içine kapanıp hayatın yetişilemez ritmine rağmen ağır ağır yaşıyoruz. Hiç bir şey geçmiyormuş gibi her şey aynı kötülük ile devam ediyormuş hissi bitmek bilmiyor. Hatay’da yaşanan sorunların yanı sıra ülkenin de bulunduğu çıkmaz politik ve ekonomik iklim bu buhranı daha da karmaşık hale getiriyor. Eskilerin tadı yok klişe cümlesi belki gerçekten geçirdiğimiz yılda anlam buldu. Ne yaparsak yapalım asla eskinin o tadına ulaşamaz olduk. Yaşamak artık sadece bir hayatta kalma mücadelesine dönüştü. Sokaklar sadece yapay yüzleri ile yürüyen canlılara ev sahipliği yapıyor . İletişim kurduğumuz insanlar,ilişkilerimiz soğuk ve çıkar bazlı noktalarda seyrediyor. Kimsenin birbirine tahammül edemediği kaostan beslenen insanlar haline geldik. Hayatımız kötü yazılmış bir festivali filmi kasveti gibi akıyor, ama bitmek bilmiyor. Geçtiğimiz bu 2024 yılı içinde dilekler dilendi temenniler edildi. Ama kimse içten bir dilek dilememiş gibi bir tavırdaydı. Sadece söylenmek için söylenen sözler gibiydi dilekler. Kimsenin iyi bir şeye inancının kalmadığının resmiydi bu dilekler. Ama yine de tepe taklak olan hayat belki bir gün düzlüğe çıkarır bizi. Kim bilir belki 2024 buna vesile olur . Tıpkı geçmişte dilediğimiz dilekler gibi…

Yorum bırakın